22 Ocak 2007

Yeni yıla nası girdik fotoromanı

Pınar'ın evindeki minimal yılbaşı partimizden elimizde 245803209 adet fotoğraf ve video kaldı. Bunlar yılbaşına nası girdiğimizi görsel olarakta anlatıyor. Şimdi hayvan kibin yazdım ben nasıl girdiğimi de inatla anlamayanlar resimlere bakabilirler. (...Yok abi ben okumuyorum resimlerine bakıyorum sadece...)

Birde tıklayınca resimler büyük boy olarak bile açılabilir, o derece, bir dene istersen, çekinme.

Doğan böyle girdi. Zaten belliydi adamın ilk düşen olucağı, adam görev bilinciyle içiyor tekilayı.


"Bu masadakilerin hepsi biticek ulan, nimet bunlar" isimli bu çalışmamızdada 4 angut olarak poz vermişiz. Pınar'ın bu bulanıklığı bilerek yaptığını düşünmesem de resime, saatte 50 km hızla sola doğru ilerliyormuşuz havası vermesi enteresan olmuş. Her türlü aksesuarımız da hazır, yeni yıla inanılmaz girmeye programlamışız kendimizi. Doğan karizmatik bir hareket falan yapmaya çalışıyor sanırım da, yanındaki Güvenpınar isimli karton kutu ile nereye kadar doğan demek istiyorum. Alican'da sanırım objektifin masada olduğunu falan düşünüyormuş çekim sırasında, olsun ama güzel poz vermiş.

Bakın görün doğan aslında nasıl birisi. Kendisine tripod doğan diyoruz artık aramızda. Gerçi topları yanlış yerde, ya da göğüsleri, bilemedim şimdi tam olarak, ama sağlıklı bir insanınkilerin olması gerektiği yerde değil her neyse bunlar. Renkleri de farklı, var bi gariplik kesin. Doğan resimde kendileri ile inanılmaz gurur duyduğunu yeterince belli etmiş.

Burada herkes ayrı telden çalıyor, bir noktada iskambil oynamaya kalkıştık. Ama resimde güzel bir ayrıntı olarak, Doğan'ın masadaki Pringles ile telepati kurmaya çalışması var. Hnnnn, olucak olucak, hnnnnn, yiycem seniii, hnnnnn. Sonrasında iletişim kurmayı bırakarak, yemenin daha mantıklı bir şey olduğuna karar verdi.

Bu resim anlaşıldığı üzere (anlayanlara sesleniyorum burada, anlamayanlar da cümlenin devamını okusun, ayrımcılık yapmayı sevmem) gecenin sonlarına doğru çekiliyor. Erinç şapkadan kusmuk torbası yapma transformasyonunu gerçekleştirmiş, bir de sanırım, ulan ben bunu niye içiyorum bakışı var. Alican ne yapıyor tam anlamadım, Erinç'in son jelibonu yemesine ağıt tutuyor herhalde. Pınar da ise kafam güzel gülüşünü görebiliyor olmanız lazım ey sevgili okuyucu (okuma sen resimlerine bak sadece okuyucu).

Buna ne diyim ben şimdi. Aslında burda biz gecenin sonu için simulasyon yapıyorduk. Birde benim kafama kova geçirdiğim fotoğraf olması gerekiyor, kovanın kullanım şeklini çözmeye çalışırken, ama onu bulamadım.

Ayrıca Erinç'in tek parça gri hapishane kaçkını pijaması ile çekilmiş fotoğrafı var, ama kişisel haklara saygıdan onu buraya koymamayı tercih ediyorum.

Hiç yorum yok: