08 Mart 2007

Sevgili Osman

Hayatımda gözardı edemeyeceğim bir yere sahip olan Osman için özel bir yazı yazmak istedim. Aslında kendisi, gelip üzerime oturup, yazana kadar da kalkmam diye tehdit ettiği için şu anda bu yazıyı yazıyorum, Osman ise elinde türbişon ile tehditkarvari bir şekilde başımda bekliyor.

Şimdi Osman bir ayı, ama ayı deyip geçmemek gerekiyor. Sadece ayı dediğiniz zaman kendisi agresif tavırlar içerisinde üzerinize yürüyor, zira sırf bu yüzden ona isim koyduk.

Aslında çok önceleri nexum ofiste onla bunla dalga geçerken, gelen bir Alman stajer arkadaşımız ile dalga geçmek istediğimizde, her adını söylediğimizde dönüp bize baktığı için, ben zaman içinde ona farketmesin diye Osman demeye başlamıştım. Osman gel Osman git derken, sonra sonra gel zaman git zaman tanımlayamadığımız her şeye Osman demeye başladım, nexum ahalisinde bu fikri benimseyince birden ortalıkta her abudik şeye Osman diyen bir insan grubu oluştu.

-Ya oğlum bi grup vardı hani dıbıdıbı yapan, neydi?
*Osman?

-Abi bu proje zor gibi biraz, kim altından kalkar?
*Osman?

-Kim aldı lan benim kulaklıklarımı?
*Osman???
-Hadi len...

Sonra bu güzide Nexum ahalisi, doğumgünümde bana bir Osman aldılar. Bildiğimiz ayı Osman. Kutusundan çıkar çıkmaz zaten, "aaaa Osman" dememle birlikte adı Osman kaldı bizim Osman'ın. Şimdi Osman ile güzel zamanlarımdan bir iki kesiti paylaşmak istiyorum sizinle ey okurlar.

Biricik Osman'ın hayatından sahneler

Ofis, the early times...
(zaman zaman işten kaçmak için Osman'ı yerime bırakıyordum, enteresandır kimse farketmiyordu)

Osman çalışıyormuş gibi görünüyor. Hayır baya da kilitlenmiş ekrana, kafası karışık çocuğun.

Osman iş sıkıntısından kendisini starbuck kahvesine vermiş, ancak öyle konsantre olabiliyor beyim.

Baktı o da olmayınca, Osman kendisini müziğe veriyor, pis metalci Osman seni.

Osman ile çok güzel bir baba oğul ilişkimiz var. Bazen onu lunaparka falan götürüyorum gezmeye. Hayır bu kadar şapşal pozlar verirken, hemen arkamda IT müdürümüzün bizi hiç sallamayan havasına da hayran kalmıştım.

Ben,Ersin,Osman: "Abi, ayı var hazır hadi foto çekelim ehi ehi"
Cudi (müdür) düşünce balonu: "maaş revizyon zamanı da yaklaşıyordu di mi ya..."

Osman ile ev hayatı...

Osman Xbox oynarken. Her SoulCalibur oynadığımızda beni yeniyor olmasını hala tam anlamış değilim. Bir ayının ruh hali olsa gerek. Hayvanın parmakları da yok, o tuşlara nasıl basıyor bunu da tam çözebilmiş değilim, ama hayat mucizelerle dolu.

Osman sabah yatağımızda mışıl mışıl uyurken...hmmm, düşündümde bu resim hakkında yorum yapmak istemiyorum.

Yazımı tamamlarken Osman da tirbüşonu kafamdan çekerek, agresif tavırlarına son verdiğini bildirmiş bulunuyor, bir duş alıp yatıcakmış. Eh hadi bakalım.

2 yorum:

tubik dedi ki...

Aslında enteresan olan ofis çalışanlarından hiç kimsenin Osman'ın varlığını hatta ve hatta oranın insanıymış gibi takılmasını yadırgamaması enteresan. Sanki bunca zaman(tam bilemicem ne kadar zaman) orada Bodur değil Osman çalışmış da Bodur Osman'ı ziyarete gitmiş. Yanında oturan hanım az sonra "Osman toplantı tutanakları nerede?" diyivericekmiş gibi. IT de çocuk hevesini alsın gibilerinden, evet gibilerinden, sallamaz havalara bürünmüş. Durum evde de geçerli.. Bi gidiyosun Osman baş köşede vakur bir halde gelene gidene bakıyor. Kimse de Osman Abi nasılsın iyi misin demiyor. Yok yok böyle olmıycak.. Bi dahaki ziyaretimizde Osman Abi'ye tespih getiricem.. Yakışır abime.

Otaku dedi ki...

İşte böyle yüz veriyorsunuz Osman'a, sonra geliyor benim tepeme çıkıyor, çıkıyor hatta sonra bir de inmiyor, zıplıyor falan, enteresan hareketler yapıyor ve hatta. Ama tespih yakışır Osman'ıma evt.